hafta sonunda ankara' nın en sevdiğim yerlerinden ulus-kale civarlarını dolaştık. ahiler çarşısı bana çok sevdiğim blogger derya kuzusunu hatırlatıyor :)
vitrinlerde sayısız obje bulabilirsiniz. osmanlı padişahları başka bir hanın vitrinindeydi. ahiler çarşısında gümüş takıcılar, el dokuması kilimler, yastıklar var. görmeye değer...
yalnız ve güzel ülkem deyişi beni hep hüzünlendirir.
sonra yürüyerek daha yukarılara çıktık. ilgimizi çeken dükkanlara girip çıkarak, bakıp dokunarak. makromeci amcayla tanıştık kocaman salıncaklar yapan...
pirinç hanın avlusunda gözleme çay yapan aile işletmesinde dinlenmenin keyfine doyum olmaz.
yeni restore edilmiş, henüz restore edilmemiş binaların arasından daha yukarıya, kaleye doğru yürüyoruz.
ve kaleye ulaşıyoruz.
ankara' nın ne kadar büyük olduğunu, ne kadar binalaştığını, neredeyse hiç yeşil alanımız kalmadığını görünce üzülsek de kale gezisini keyifle tamamlıyoruz.